Yazar arşivleri: aadmin

ANOREKSİYA NERVOZA (MANKEN HASTALIĞI)

Zayıflığı gerektiren mesleklerde, mankenlerde, bale yapanlarda sık görülen ciddi ve kimi zaman öldürücü bir hastalıktır. Kızlarda daha sıktır; genellikle 13-20 yaşlarında stresli yaşam olayı ile başlar. Yaşı ve boyuna göre olağan kiloda olmayı kabul edemeyen hasta, zayıf olmasına karşın kilo almaktan ve şişman biri olmaktan aşırı korkar.

Sürekli kalori hesapları yapar. Beslenme bozukluğuna yol açan şiddetli diyet kısıtlaması belirgindir. Kendini değerlendirmesi abartılı biçimde vücut ağırlığı ve biçimine odaklanmıştır. Adet düzensizliği veya adet kesilmesi gelişebilir.

Hastalığın seyrine bağlı hastane yatışı, beslenme programı, ilaç tedavisi ve psikoterapi gerekebilir. Tedavi sonucunda %40 tam, %30 kısmen iyileşirken %30’u kronikleşebilir.

Beden anababaya aittir. Beden işlevlerini bile denetleyebildiğini hissetmez. Mükemmel kız görüntüsünün altında derin değersizlik duyguları vardır. Temelde çocukla annesi arasında baştaki ilişki bozuktur. Anne çocuğu çocuğa göre değil, kendi gereksinimine göre beslemiştir. Çocuğun istekleri değer verilen tepkiler almazsa kendilik (self) duygusu sağlıklı gelişmez, çocuk kendini özerk bir sistem değil, annenin uzantısı gibi hisseder. Kişilik kazanamaz. Çocuk ayrı bir birey değil, annenin sağ kolu olarak yetiştirilir. Borderline kişilikle ilişkilidir. Annesinin kendisini terk etmemesi için mükemmel olmak ister. Anoreksiya buna karşı isyan olarak başlar. Ailelerinde ağsılık (enmeshment) özelliği vardır, yumak ailedir. Burada kuşaklar ve kişiler arasında sınır yoktur. Hiçbir üye kendini aile matriksinin dışında tanımlayamaz ve herkes herkese karışır. Çocuk anneden ruhsal olarak ayrılamaz, kendi beden imgesini kuramaz.
AN’nın çekirdeğini yoğun açgözlülük, oburluk oluşturur. Ama oral istekler o kadar kabul edilemezdir ki, bunlarla sadece yansıtmalı olarak ilgilenilebilir. Böylece yansıtmalı özdeşimle, obur, isteyici kendilik tasarımı anababaya aktarılır. Hastanın … Devamı

BULİMİYA NERVOZA (TIKANIRCASINA YEME)

Sıklıkla genç kadınlarda ortaya çıkar. Tekrarlayıcı ataklar halinde, kontrolsüz, takıntılı bir şekilde, hızlı ve kısa sürede fazla miktarda yeme durumudur. Bu tarz yemenin ardından hiç yememek şeklinde uygunsuz davranır. Kilo almaya engel olmak amacıyla aşırı egzersiz veya perhiz yapabilir. Kimi zaman istemli olarak kusma, idrar söktürücüler ve barsak boşaltıcı ilaçlarla da kilo almaya engel olmaya çalışabilirler. Bu tip uygunsuz dengeleyici davranışlar vücut metabolizmasını bozabilir. Aşırı miktarda yemek yeme atağı sırasında kendi kontrollerini yitirdiklerini farkındadırlar ama engel olamazlar. Genellikle öfkeli, sempatik, parlayıcı kişilik özellikleri vardır; gerginlik ve depresyon sık görülür. Tedavide hastane yatışı, ilaç tedavisi ve denetimin sağlanmasına yönelik psikoterapiler yararlı olur.… Devamı

KLEPTOMANİ (ÇALMA HASTALIĞI)

Kişinin kullanmak için veya parasal değeri için gerek duymadığı nesneleri çalmaya yönelik yoğun istek duyması ve bu isteğe tekrar tekrar karşı koyamamasıdır. Hırsızlık girişiminden önce giderek artan bir gerginlik duyar. Hırsızlık girişimi sırasında ise haz alır, doyum bulur veya rahatlama sağlar. Çalma girişimi kızgınlığı gösterme veya intikam alma amacını taşımaz. Bu girişimin kendisine veya başkasına zarar vereceğini bildiği halde isteğine karşı koyamaz. Sıklıkla küçük hırsızlıklardan dolayı tutuklanır. Tedavide kendini tanımaya ve kontrol etmeye yönelik psikoterapi ve bazı ilaçlar kullanılır.… Devamı

PİROMANİ (YANGIN ÇIKARMA)

Birçok kez istekli yangın çıkartma eylemidir. Eylem öncesinde gerginlik ve duygusal uyarılma olur. Kişi yangına, bunun yarattığı olaylara ve sonuçlarına ilgi duyar, büyülenir. Yangınlara merak duyar ve çekici bulur. Yangın çıkarırken veya yangın ardından olup bitenleri gözlerken haz alır, doyum bulur veya rahatlama sağlar. Yangın çıkarmanın amacı parasal kazanç, sosyopolitik ideolojisini dışa vurma, başka bir suç eylemini gizleme, kızgınlığını gösterme, intikam alma veya başka bir ruhsal hastalığın sonucu değildir. Tedavide diğer insanların zarar görmesini engellemek için sıkı takip edilir, kimi zaman bu amaçla hastaneye yatırma gerekebilir. Kendini tanımaya yönelik ve yeni davranış biçimleri oluşturmaya yönelik psikoterapi ve ilaç tedavisinden yarar görür.… Devamı

PATOLOJİK KUMAR OYNAMA

Ataklar halinde olan, sosyoekonomik kötüleşmeye, borçlanmaya ve yasadışı etkinliklere yol açan kumar oynama eylemidir. Kişi geçmişteki kumar oynama yaşantılarını yeniden yaşama, bir sonraki oyunu engelleme veya kumar oynamak için gerekli parayı sağlama üzerine aşırı kafa yorar. İstediği heyecanı duymak için her seferinde daha fazla parayla kumar oynama gereksinimi duyar. Bir çok kez kumar oynamayı kontrol altına alma, azaltma veya bırakma çabası başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu çaba sırasında kendini huzursuz ve gergin hissetmiştir. Kumarda kaybettiği parayı geri kazanma çabası ile çoğu kez tekrar tekrar oynar. Kumar oynadığını veya oynadığı miktarı ailesinden ve çevresinden saklamak için yalan söyler. Kumar parası için sahtekarlık, dolandırıcılık, hırsızlık, zimmetine para geçirme gibi yasa dışı eylemlere yönelebilir. Kumar oynama yüzünden ilişkilerini, işini, eğitimini veya başarı kazanabileceği olanakları tehlikeye atar veya kaybeder. Parasal sıkıntıdan kurtulmak için başkalarına güvenir. Tedavide kendini tanıma ve kontrol altına almaya yönelik psikoterapi uygulanır. Destek gruplarına katılması sağlanabilir.… Devamı

TRİKOTİLOMANİ (SAÇ-KAŞ YOLMA)

Saçlı deride göze çarpar derecede açılmaya yol açacak şekilde kişinin kendi saçını tekrar tekrar yolmasıdır. Saç yolma öncesinde veya bu davranışı engelleme çabası sırasında giderek artan bir gerginlik yaşanır. Saç yolarken haz alma, doyum bulma ya da rahatlama sağlanır. Saç yolma kişide belirgin sıkıntıya yol açar, toplumsal mesleki ve diğer önemli alanlardaki uyumu bozar. Tedavide kendini tanımaya yönelik psikoterapi, sıkıntıya, gerginliğe ve depresyona yönelik ilaçlar gerekebilir.… Devamı

ARALIKLI PATLAYICI BOZUKLUK

Başkalarına zarar veren saldırganlık ataklarıdır. Kişi saldırganlık dürtüsüne karşı koyamadığı için ciddi saldırı eylemleri veya manen zarar verme eylemlerinde bulunur. Bunlar birbirinden ayrı, birçok eylemdir. Dışa vuran saldırganlığın derecesi bunu ortaya çıkartan psikososyal stres etkenleriyle orantısız, aşırıdır. Saldırganlık, kişilik bozukluğuna, alkol veya uyuşturucu kullanımına, başka bir ruhsal hastalığa bağlı değildir. Tedavide ilaçlar ve psikoterapi beraber kullanılır. Psikoterapide amaç desteklemek, kontrolün sağlanması ve aileye, çevreye yönelik uyumun arttırılmasıdır.… Devamı

ALKOLİZM (ALKOL BAĞIMLILIĞI)

Alkol ve maddeye bağlı bozukluklarda bağımlılık ve kötüye kullanım için aynı ölçütler kullanılır. Bağımlılıkla kötüye kullanım ayrımı ağırlık/şiddet farkıyla konur. Alkol için önemli göstergeler;

  • Alkol kullanımını kesememek, bırakamamak,
  • Bir süre içkiyi bırakarak, geçici ayıklık dönemi oluşturarak kullanımı denetleme, aşırı tüketimi azaltma yönünde tekrarlayan çabalar olur.
  • Tıkınırcasına içerek en az 2 gün boyunca sarhoş kalmak (entoksikasyon).
  • Sarhoş (entoksike) iken olayların bazılarının anımsayamama (film kopması).
  • Düzenli olarak sert içki tüketimi.
  • Ciddi fiziksel hastalığını alkolün arttırdığını bilmesine karşın alkole devam etmek.
  • İçecek olmayan alkol ürünlerini içmek (ispirto gibi).
  • İş, aile, sosyal yaşamda bozulmalar. Örneğin alkollüyken şiddet davranışı, işe gidememe, iş kaybı, sarhoşlukla ilgili tutuklanma, trafik kazası, evlilik sorunu, boşanma.

Alkol yoksunluğu çok fazla ve uzun süre alkol alınımının sonlandırılması ya da azaltılmasıyla ortaya çıkar, aşağıdaki belirtilerin iki veya fazlasının görülmesi gerekir:

  • Terleme veya 100’den fazla nabız ve kendini gösteren otonomik hiperaktivite.
  • Artmış el titremesi.
  • Uykusuzluk.
  • Bulantı veya kusma.
  • Geçici görsel, dokunsal veya işitsel varsanılar veya yanılsamalar.
  • Aşırı huzursuzluk
  • Kaygı-endişe
  • Sara tipi kasılma nöbetleri

Tam alkol yoksunluğu tablosuna deliryum tremens denir.
Deliryumda sakinleştiriciler, damar içi serum, destekleyici ekip ile yatarak tedavi gerekebilir. Potansiyel olarak tehlikeli bir tablodur.

Bağımlılık tedavisinde hedef tam ayıklık, alkolden tamamen uzak kalmak olmalıdır. Psikoterapisi kendini tanımaktan çok içme/yeniden başlama nedenleri gibi somut noktalara odaklanarak başarılı olabilir. Alternatif baş etme yolları araştırılmalıdır. Eş/aile desteği tedavi başarısını arttırır.

Disülfiram (Antabus) tedavisi, alkol alındığında zehirlenme etkisi yaparak etkili olur. Genel sağlık ve güdülenme iyiyse yarar sağlayabilir, hastadan habersiz bu ilacı kullandırmak tehlikelidir.… Devamı

AMFETAMİN BAĞIMLILIĞI

Bağımlılık potansiyeli kokainden biraz daha zayıftır. Hekimlikte dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda ve narkolepside kullanılmaktadır. Amfetamin (ve amfetamin benzeri madde) düzenli kullanımının tipik sonuçları performans artışı duygusu, kilo kaybı ve paranoid (kuşkucu) düşüncelerdir. Yoksunluğunda bunaltı, titreme, halsizlik, kas krampları, gece kabusları, mide ağrıları, doymayan açlık, hoşnutsuz duygudurum belirtileri olur. En ciddi yoksunluk belirtisi çökkünlüktür (depresyon). Amfetamine bağlı olarak psikotik bozukluk, duygudurum bozukluğu, bunaltı, cinsel işlev ve uyum bozukluğu gelişebilir.

Tedavisi kokain bağımlılığı tedavisine benzer. Psikoz varlığında antipsikotikler, bunun dışında bunaltı gidericiler kullanılır.… Devamı

KAFEİN BAĞIMLILIĞI

Kafein kahve dışında çay, özellikle migren ilaçlarında, kakao, çikolatada, hafif içkilerde bulunur. Bağımlılık yapıcı maddelerin hemen her özelliğini barındırır. Kafein yoksunluğunda baş ağrısı, yorgunluk ya da sersemlik, bunaltı veya çökkünlük, bulantı-kusma belirtileri görülür.

Tedavide diyet ve alışkanlıklardan kafeinin çıkartılması veya ciddi ölçüde azaltılması gerekir. Hasta yakınlarından destek istenir. Su ya da kafeinsiz hafif içeceklerin gün içinde sık tüketimi yararlı olur. Ağrı kesiciler kullanılabilir.… Devamı